Türkiye'nin önde gelen ruh sağlığı kuruluşları, cinsel kimlikle ilgili sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesi ve temel hak kısıtlamalarının toplum sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çeken ortak açıklama yayımladı. Türkiye Psikiyatri Derneği, Türk Psikologlar Derneği ve Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) tarafından yapılan açıklamada, bu tür kısıtlamaların evrensel insan haklarından biri olan sağlık hakkının ihlali olduğu vurgulandı. Uzmanlar, bireylerin kimlik özellikleri nedeniyle haklarının kısıtlanmasının veya kimliğin dışa vurulmasının cezalandırılmasının kabul edilemez bir ayrımcılık ve şiddet türü olduğunu belirtti.
'Sağlık Hizmetlerine Erişim Bir İnsan Hakkıdır'
Açıklamada, cinsel kimlik özelliklerinin insanlarda geniş bir çeşitlilik gösterdiği ve bu çeşitliliğin özenme, telkin veya teşvik ile gelişmediği ifade edildi. Cinsiyet uyum süreci ile ilgili sağlık hizmetlerinin bilimsel kılavuzlara ve tıp etiğine aykırı şekilde düzenlenmesinin, doğrudan temel yaşam ve sağlık haklarına yönelik bir tehdit oluşturduğu hatırlatıldı. Uzmanlar, cinsel kimlik özelliklerini görünmez kılmaya çalışmanın veya yasaklamanın bu çeşitliliği ortadan kaldırmayacağını, aksine bireylerin bedensel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyerek toplumsal barış için risk oluşturacağını bildirdi.
'Bilimsel Bilginin Paylaşılması Suç Haline Getirilemez'
Son dönemde gündeme gelen mevzuat değişikliklerine dikkat çekilen metinde, ruh sağlığı çalışanlarının kişilere ve ailelere güncel bilimsel bilgileri sunmasının dahi suç haline getirilmesinin önerildiği belirtildi. Mesleki sorumlulukların bilimsel dayanaktan yoksun bir şekilde sınırlandırılmasının ve ifade özgürlüğünün engellenmesinin tıp etiğiyle bağdaşmadığı vurgulandı. Özellikle cinsiyet uyum süreçlerini sınırlandırmaya yönelik idari kararların ve bu hizmeti sunan hekimler ile hizmete ulaşmaya çalışan hastaların hedef haline getirilmesinin hiçbir koşulda kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Uzman Derneklerden Bilim ve Etik Odaklı Talepler
Ruh sağlığı çalışanları, toplumdaki tüm bireylerin cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimi ne olursa olsun, bilimsel temelli sağlık hizmetlerine eşit erişim hakkını savunduklarını dile getirdi. Ortak deklarasyonda, insan haklarını ihlal eden her türlü yasa hazırlığından vazgeçilmesi ve tıbbi destek hizmetlerinin bilim dışı gerekçelerle engellenmemesi talep edildi. Uzmanlar ayrıca, ötekileştiren politikalar yerine ayrımcılıkla mücadeleyi hedefleyen düzenlemelerin geliştirilmesini ve bu süreçlerin uzmanlık dernekleri, insan hakları örgütleri ve doğrudan konunun özneleriyle birlikte yürütülmesini istedi