Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) tarafından yapılan son araştırmaya göre, ChatGPT gibi yapay zeka araçlarının kullanımı sırasında beyin aktivitesinde belirgin bir düşüş yaşandığı ortaya koyuldu. Bu durumun uzun vadede bilişsel gerilemeye yol açabileceği iddialarını Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Nöroloji Uzmanı Erdi Şahin, 24 Saat Gazetesi için değerlendirdi.
Şahin, yapay zeka araçlarının çeviri, planlama ve taslak oluşturma gibi alanlarda büyük hız kazandırdığını ancak bu işlevselliğin bilişsel süreçlerin daha az kullanılmasına neden olabileceğini belirtti.
Erdi Şahin ile yapay zekânın beyin aktivitesi, öğrenme süreçleri ve bilişsel yetiler üzerindeki etkilerini konuştuk:

ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarını yoğun kullanmanın beyin aktivitesi ve zihinsel çaba üzerinde nasıl etkileri olabilir?
Yapay zekâ araçları, özellikle son yıllarda çeviri, planlama, program yapma ve yazılı taslak oluşturma gibi alanlarda büyük bir hız ve kolaylık sağlayarak hayatımızda önemli bir yer edindi. Günlük yaşamda ve iş süreçlerinde bu tür araçların sunduğu pratiklik, zaman kazandırıcı ve verimliliği artırıcı bir etki yaratıyor. Ancak bu işlevselliğin yoğun ve sürekli hâle gelmesi, beynin bazı bilişsel süreçleri daha az kullanmasına neden olabiliyor.
Özellikle mantık yürütme, planlama ve karar verme gibi üst düzey zihinsel işlevler, normalde aktif bir zihinsel çaba gerektirir. Yapay zekânın bu süreçleri kısmen devralması, bireyin bu alanlarda daha az efor sarf etmesine yol açabilir. Bu durum doğrudan bir nörolojik hastalıkla ilişkilendirilecek bir tablo yaratmaz; ancak beynin belirli ağlarının daha seyrek aktive edilmesi anlamına gelir. Uzun vadede bu tür bir kullanım alışkanlığı, zihinsel esneklik ve bilişsel dayanıklılık açısından bazı soru işaretlerini beraberinde getirebilir.

'Gelişim çağındaki bireylerde dil becerileri, soyut düşünme ve eleştirel analiz gibi yetilerin yeterince kullanılmaması, bilişsel gelişimi yavaşlatabilir'
Özellikle gençlerde ve öğrencilerde yapay zekâ destekli yazma alışkanlığı, öğrenme ve hafıza süreçlerini nasıl etkileyebilir?
Gençler ve öğrenciler açısından yapay zekâ destekli yazma araçları, ilk bakışta öğrenmeyi kolaylaştıran ve destekleyen bir unsur gibi görünse de, bu araçların nasıl kullanıldığı büyük önem taşır. Öğrenme süreçlerinde kalıcı hafıza oluşumu, bilginin aktif olarak işlenmesiyle yakından ilişkilidir. Planlama yapmak, bir metni kurgulamak, kelime seçimi üzerinde düşünmek ve mantıksal bütünlük sağlamak, beynin öğrenmeye katkı sağlayan temel süreçleridir. Yapay zekânın bu aşamaların büyük bir kısmını üstlenmesi, öğrencilerin bilgiyi daha çok hazır hâlde tüketmesine neden olabilir. Bu da öğrenmenin yüzeysel kalmasına ve bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılmasının zorlaşmasına yol açabilir. Özellikle gelişim çağındaki bireylerde, dil becerileri, soyut düşünme ve eleştirel analiz gibi yetilerin yeterince kullanılmaması, bu alanlarda beklenen bilişsel gelişimi yavaşlatabilir.
'Dikkat ve odaklanma gibi becerilerin yeterince kullanılmaması olumsuz sonuçlar doğurabilir'
Bu tür araçların uzun vadede dikkat süresi, odaklanma ve problem çözme becerileri üzerinde nasıl etkileri olabilir?
Bu konu henüz uzun vadeli ve kesin sonuçları olan çalışmalarla tam olarak açıklığa kavuşmuş değil ancak teorik ve gözlemsel düzeyde bazı olasılıklardan söz etmek mümkün. Zihinsel süreçlerin yapay zeka tarafından desteklenmesi ya da devralınması, bireyin kendi başına dikkatini sürdürme, odaklanma ve problem çözme becerilerini ne ölçüde kullanacağı sorusunu gündeme getiriyor. Uzun vadede bu alışkanlıkların nasıl sonuçlar doğuracağını net olarak bilmesek de, dikkat ve odaklanma gibi becerilerin yeterince kullanılmamasının bazı bilişsel sonuçlar doğurma ihtimali olduğu söylenebilir. Bu nedenle konuya kesin yargılarla değil, temkinli ve dengeli bir bakış açısıyla yaklaşmak daha doğru olacaktır.
'Bilişsel tembellik' ya da zihinsel körelme olarak tanımlanan durum nörolojik açıdan ne anlama geliyor?
Bilişsel tembellik kavramı, nörolojik açıdan beynin bazı işlevsel alanlarının yeterince kullanılmaması durumunu ifade eder. Beyin, işlevlerini büyük ölçüde kullanım sıklığına göre sürdürür. Planlama, mantık yürütme, dil üretimi ve problem çözme gibi süreçler aktif olarak kullanılmadığında, bu alanlara ait sinirsel bağlantılar zamanla zayıflayabilir.
Bu durum bir hastalık olarak tanımlanmaz; daha çok kognitif rezervin azalmasıyla ilişkilidir. Kognitif rezerv, bireyin yaşlanma sürecinde veya olası nörolojik hastalıklara karşı beynin dayanıklılığını ifade eden önemli bir kavramdır. Bu rezervin korunmasında, zihinsel işlevlerin aktif tutulması kritik rol oynar.

'Nihai düşünme ve karar verme süreçlerini kendiniz yapmalısınız'
Yapay zekânın beyin sağlığına zarar vermeden kullanılması için sizce hangi sınırlar veya denge noktaları gözetilmeli?
Yapay zeka, doğru kullanıldığında oldukça faydalı ve destekleyici bir araçtır. Burada asıl mesele, yapay zekanın zihinsel süreçlerin yerine geçen bir mekanizma mı yoksa tamamlayıcı bir yardımcı mı olduğudur. Beyin sağlığını korumak açısından, planlama, düşünme, yazma ve problem çözme gibi temel bilişsel süreçlerin mümkün olduğunca bireyin kendisi tarafından yürütülmesi önemlidir.
Yapay zekâ; hız kazandırmak, alternatif bakış açıları sunmak veya taslak oluşturmak amacıyla kullanılabilir ancak nihai düşünme ve karar verme süreçleri bireyin kendisine ait olmalıdır. Özellikle zihinsel işlevleri aktif tutmanın Alzheimer hastalığı gibi nörodejeneratif hastalıklara karşı koruyucu faktörler arasında yer aldığı bilinmektedir. Bu nedenle zihinsel üretkenliği destekleyen faaliyetlerin sürdürülmesi, yapay zekâ kullanımında sağlıklı bir denge noktası oluşturur.






