Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, TBMM Başkanvekili Celal Adan'ın başkanlığında toplandı. Genel Kurul'da TBMM Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçelerinin görüşülmesinin ardından Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu milletvekillerine hitap etti. Sunumda sağlık sistemine ilişkin son bir yılda yapılan düzenlemeler, insan kaynağı verileri ve yatırımlar ele alındı.

Sağlık Bakanlığı'nın yaklaşımının geleceğin sorumluluğunu da gözeten bir vizyona dayandığını belirten Memişoğlu, sağlık ürünlerini yerli imkanlarla üretebilen bir sistem hedeflediklerini vurguladı.

Sağlık alanındaki insan gücüne yönelik verileri açıklayan Memişoğlu, 2002'de 379 bin olan sağlık personeli sayısının yaklaşık beş kat artışla 1,5 milyona yükseldiğini belirtti. Bu süreçte hekim sayısının 92 binden 234 bine, hemşire ve ebe sayısının ise 113 binden 334 bine çıkarıldığını ifade etti.

Yurt dışına hekim göçü tartışmalarına da değinen Memişoğlu, hekimlerin iyi hal belgesi almasının mutlaka yurt dışına yerleştikleri anlamına gelmediğini söyledi. Memişoğlu, 2025 yılında 412 hekimin yurt dışına gittiğini, önceki yıllarda yurt dışına çıkan 249 hekimin ise bu yıl Türkiye'ye döndüğünü kaydetti.

'Şehir hastanelerimiz, yalnızca yatak sayılarıyla değil'

Memişoğlu'nun açıklamasında şunlar kaydedildi:

6 Şubat depremlerinden etkilenen illerimizde; sağlık hizmetlerini sürdürmenin yanında, bölgenin yeniden ayağa kalkması için kalıcı sağlık altyapı yatırımlarını da hızlandırdık. Toplam 40.8 milyar lira yatırımla, 109 sağlık tesisini tamamladık. Deprem öncesinde kamu hastanelerinde 23 bin 733 yatak bulunmaktaydı; bugün bu sayı yüzde 16 artışla, 27 bin 503 yatağa ulaşmıştır.

Şehir hastanelerimiz, yalnızca yatak sayılarıyla değil; yüksek teknolojiye sahip altyapıları, modern tıp cihazları, donanımlı ameliyathaneleri ve geniş̧yoğun bakım kapasiteleriyle öne çıkmaktadır. Her biri, birer sağlık kampüsü olarak planlanan bu tesisler, dünyanın sayılı sağlık yatırımları arasında yer almakta ve Türkiye'nin sağlıkta fark oluşturan gücünü temsil etmektedir.

Bu büyük yatırımları hayata geçirirken, Kamu-Özel İş Birliği modeli, sağlık altyapısında sürdürülebilir yatırımın ve yüksek hizmet kalitesinin önemli bir aracı olmuştur. Önümüzdeki dönemde de vatandaşımıza doğrudan fayda sağlayan, kamu kaynaklarımızı en etkin biçimde kullanan farklı finansman modellerini değerlendirmeye devam edeceğiz.

'Primer sezaryen oranını ilk kez düşürdük'

Aile hekimlerimiz son bir yılda 35 milyon kronik hastalık taraması yaptı; 7.3 milyon kişiye yeni tanı koydu, böylece tedavilerini erken başlattık. Kanser taramalarıyla 19 bin kişiye erken evrede tanı koyarak, hayatlarının akışının değişmesine vesile olduk.

2002 yılında yüz bin canlı doğumda 64 olan anne ölüm oranını, 2024 yılında 11.5'e düşürdük. Bu oran, tarihimizin en düşük seviyesidir. 2002 yılında bin canlı doğumda 31.5 olan bebek ölüm hızı, 2024 yılında 8.9'a kadar gerilemiştir. Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde, Ekim 2024 tarihinde başlattığımız Normal Doğum Eylem Planı neticesinde, primer sezaryen oranını ilk kez düşürdük. Sadece son bir yıl içinde, yüzde 12.3'lük bir düşüş sağladık. Ayrıca 3 bin 400 koordinatör ebe ve bin 524 gebe okuluyla anne adaylarını, bilinçli şekilde doğuma hazırlıyoruz.

Bakan Memişoğlu'ndan organ bağışı çağrısı

Ülkemizdeki 150 nakil merkezinde her yıl ortalama 5 bin organ nakli gerçekleştiriyoruz. 'Her Bağış Yeni Bir Hayattır' anlayışıyla, organ bağışı sürecini kolaylaştıran önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdik. Meclisimizin çıkardığı kanunla, vatandaşlarımız artık e-Devlet üzerinden organ bağışı yapabilmektedir. Bu sayede, şimdiye kadar benimle birlikte, 45 bin vatandaşımız, e-Nabız üzerinden organ bağışında bulundu. Kıymetli bağışçılarımıza teşekkür ederken, siz milletvekillerimizi ve vatandaşlarımızı, organ bağışında bulunmaya davet ediyorum.

Dört yoğurt markasında tahşiş tespit edildi
Dört yoğurt markasında tahşiş tespit edildi
İçeriği Görüntüle

'Türkiye, dijital sağlıkta da dünyanın örnek ülkeleri arasında'

Sağlık altyapımız, nitelikli insan kaynağımız ve uluslararası standartlara sahip hizmet kalitemiz sayesinde, Türkiye, bugün dünyanın önde gelen sağlık destinasyonlarından biri haline gelmiştir. Bugün Suriye'den Somali'ye, Azerbaycan'dan Balkanlara uzanan geniş bir coğrafyada hastane inşasından, tele-tıp uygulamalarına, acil insani yardımlardan, eğitim programlarına kadar şefkat, bilim ve iş birliğini merkeze alan, bir sağlık gücü olarak varlık gösteriyoruz.

Türkiye, dijital sağlıkta da dünyanın örnek ülkeleri arasındadır. e-Nabız, e-Rapor, e-Reçete ve MHRS sistemleriyle sağlık verilerini en iyi şekilde yönetiyoruz. Bu sistemlerimiz, dünya çapında örnek gösterilerek, birçok ödüle layık görüldü.

'Sağlık sistemimizi daha da güçlendireceğiz'

Sağlık sistemimizin erişilebilirliği, kapsayıcılığı ve dirençliliği uluslararası alanda takdir edilmekte, hatta diğer ülkelere model olarak önerilmektedir. Bu başarının arkasında; fedakarca görev yapan sağlık çalışanlarımızın alın teri ve milletimizin sağlık sistemine duyduğu güven vardır. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nda bu güveni büyütmeye, sağlık sistemimizi daha da güçlendirmeye ve insanımızın sağlığını her şeyin önünde tutmaya devam edeceğiz.

Koruyucu hizmetleri yaygınlaştıracak, obezite ve bağımlılıkla mücadeleyi artıracak, normal doğumu teşvik eden politikaları hayata geçireceğiz. Hasta ve çalışan haklarını geliştirecek, sağlık iletişimini güçlendirecek ve evde sağlık, palyatif bakım gibi alanlarda bütüncül ve entegre hizmet modellerini yaygınlaştıracağız. İlaç fiyatlandırmasından geri ödeme sistemine, kamu hastanelerinden üniversite hastanelerine kadar pek çok yapısal alanda reform adımları atacağız. Milletimizin vergileriyle oluşan, her bir kamu kaynağını, son kuruşuna kadar, aziz milletimizin hizmetine sunma sorumluluğuyla hareket edeceğimizi, huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum.'